Burun piercin’i eski zamanlardan bu yana hep ilgi çekmiştir. Çünkü burun yüzün en çıkıntılı yapısıdır ve dikkat çeker. Ünkü İtalyan dahisi Leonardo Da Vinci’de burnun, yüzün karekteristiğini belirleyen ana yapı olduğunu düşünüyordu. Burun piercing’i, tarihi kayıtlara göre ilk olarak M.Ö. 4000 yılında Ortadoğu’da yapılmıştı. Eski Ahit’te (Genesis 24:22) şöyle demektedir: “Abraham, en yaşlı hizmetkârından, oğlu İsaac’e bir eş bulmasını istedi. Hizmetkâr ona Rebekah’yı buldu. Abraham, Rebekah’ya hediye olarak altın bir küpe hediye etti.” Burada kullanılan ‘Shanf’ idi ve bu kelime aynı zamanda burun halkası olarak da tercüme edilmektedir. Günümüzde burun piercing’i uygulaması halen Afrika’da göçmen Berberiler, Beja kabilesi üyeleri ve Ortadoğu’daki Bedeviler tarafından sürdürülmektedir. Bu kabilelerde burun piercing’i evlilik sırasında koca tarafından eşe verilir, boşanma durumlarında da eşin güvencesi olur. Burun piercing’inin büyüklüğü ailenin zenginliğini göstermektedir. Burun piercing’i 16. yy’da Moğol İmparatorluğu tarafından Hindistan’dan getirilmiştir. Hintliler genellikle sol burun deliğine çubuk şeklinde bir piercing (Phul) ya da halka (Nath) takarlar. Bazen bunu bir zincir ile kulaklarına bağlar, bazen de, her iki burun deliğine piercing halkası takarlardı. Burun halkasının özellikle sol burun deliğine takılmasının sebbi, Hint tıbında (Ayurveda) bu noktanın, kadın üreme organıyla ilişkilendirilmesiydi. Hintliler, burun sol deliğine takılan halkanın, doğumu daha kolay kılacağına ve daha az doğum ağrısına yol açacağına inanıyorlardı. Batı dünyası ise piercing ile oldukça geç tanıştı. Piercing’i batıya ilk kez 60 yıllarda Hindistan’a gidip, dönen hippiler getirmişti. O yıllarda hippiler arasında Hindistan’a gitmek yaygındı. Piercing ileriki yıllarda, 70’li yıllarda ise Punk akımının bir simgesi oldu. Burun piercing’i ve hızma son yıllarda Madonna, Lenny Kravitz, Sinead O’Connor ve Slash (guns n roses, slash s sankepit) gibi popüler sanatçılarında etkisiyle yeniden popüler oldu.
Burun piercin’i eski zamanlardan bu yana hep ilgi çekmiştir. Çünkü burun yüzün en çıkıntılı yapısıdır ve dikkat çeker. Ünkü İtalyan dahisi Leonardo Da Vinci’de burnun, yüzün karekteristiğini belirleyen ana yapı olduğunu düşünüyordu. Burun piercing’i, tarihi kayıtlara göre ilk olarak M.Ö. 4000 yılında Ortadoğu’da yapılmıştı. Eski Ahit’te (Genesis 24:22) şöyle demektedir: “Abraham, en yaşlı hizmetkârından, oğlu İsaac’e bir eş bulmasını istedi. Hizmetkâr ona Rebekah’yı buldu. Abraham, Rebekah’ya hediye olarak altın bir küpe hediye etti.” Burada kullanılan ‘Shanf’ idi ve bu kelime aynı zamanda burun halkası olarak da tercüme edilmektedir. Günümüzde burun piercing’i uygulaması halen Afrika’da göçmen Berberiler, Beja kabilesi üyeleri ve Ortadoğu’daki Bedeviler tarafından sürdürülmektedir. Bu kabilelerde burun piercing’i evlilik sırasında koca tarafından eşe verilir, boşanma durumlarında da eşin güvencesi olur. Burun piercing’inin büyüklüğü ailenin zenginliğini göstermektedir. Burun piercing’i 16. yy’da Moğol İmparatorluğu tarafından Hindistan’dan getirilmiştir. Hintliler genellikle sol burun deliğine çubuk şeklinde bir piercing (Phul) ya da halka (Nath) takarlar. Bazen bunu bir zincir ile kulaklarına bağlar, bazen de, her iki burun deliğine piercing halkası takarlardı. Burun halkasının özellikle sol burun deliğine takılmasının sebbi, Hint tıbında (Ayurveda) bu noktanın, kadın üreme organıyla ilişkilendirilmesiydi. Hintliler, burun sol deliğine takılan halkanın, doğumu daha kolay kılacağına ve daha az doğum ağrısına yol açacağına inanıyorlardı. Batı dünyası ise piercing ile oldukça geç tanıştı. Piercing’i batıya ilk kez 60 yıllarda Hindistan’a gidip, dönen hippiler getirmişti. O yıllarda hippiler arasında Hindistan’a gitmek yaygındı. Piercing ileriki yıllarda, 70’li yıllarda ise Punk akımının bir simgesi oldu. Burun piercing’i ve hızma son yıllarda Madonna, Lenny Kravitz, Sinead O’Connor ve Slash (guns n roses, slash s sankepit) gibi popüler sanatçılarında etkisiyle yeniden popüler oldu.
Konu: Burun Piercing'inin Tarihçe 
2008-06-18, 11:26 pm
acıqcası Sefmıorum bhen 
nası olur belki rekorlar kitabına en uzaga fışkıtan olarak gireriz 
