Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKayıt OlKapıLatest imagesAramaGiriş yap
Anahtar-kelime

Bir Askerin Güneydoğu Anıları

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
s3rs3r1
Admin


Admin
s3rs3r1
--------DeNiZLiRoCk ÜyEsİ OlDuĞuM iÇiN mUtLuYuM-----------------
Erkek
Yaş : Kayıt tarihi : 11/06/08 Mesaj Sayısı : 735
Nerden : denislli İş/Hobiler : yoq Lakap : s3rs3r1


Başarı Puanı:
Bir Askerin Güneydoğu Anıları Img_left100/100Bir Askerin Güneydoğu Anıları Empty_bar_bleue  (100/100)
Güçlülük:
Bir Askerin Güneydoğu Anıları Img_left100/100Bir Askerin Güneydoğu Anıları Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Bir Askerin Güneydoğu Anıları Img_left100/100Bir Askerin Güneydoğu Anıları Empty_bar_bleue  (100/100)
Bir Askerin Güneydoğu Anıları Vide
MesajKonu: Bir Askerin Güneydoğu Anıları Bir Askerin Güneydoğu Anıları Icon_minitime2008-06-22, 7:07 pm

Bu başlık altında verilen bilgiler tamamen gerçek olup rütbeli subayların isimleri deşifre edilmemek için kısaltılarak verilmiştir.

1999 yılının Mayıs ayı idi. Yaklaşık 1 ay önce Bayburt Garnizonu’ndan Tunceli Mazgirt İlçesi Bulgurcular mevkiine bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlara katılmak üzere intikal eden 2/48 İç Güvenlik Taburu yeni bir operasyon emri ile göreve çıkmaya hazırlanıyordu.Her operasyonda olduğu gibi bunun da bir ismi olmalıydı ve isimi iki hafta önce teröristlerce yola döşenen antitank mayının patlaması ile şehit olan “Şehit Yüzbaşı Kamil Işık Operasyonu” olarak konuyordu.

Hemen her gün Tunceli’nin bir yerlerinde terörist görüntüleri alınıyor küçük büyük bir çok sıcak temas (çatışma) sağlanıyordu. Jandarma Bölge Komutanlığı’ndan gelen emir ile operasyonun tarih ve saati taburun harekat merkezince kayda geçiyor ve taburun komutanı E.K. bölük komutanlarına operasyon hakkında bilgi veriyordu. Tunceli’nin kuzeyindeki Şişik Ormanları bölgesindeki Dulan Tepe’ye gidilecek ve burada pusu görevi icra edilecekti. Bölüklerdeki askerlerin kimisi o gece çıkacakları görev için kumanya temin ediyor , kimisi ailesi ile telefonda konuşup helallik alıyor kimisi de enerji toplamak için dinleniyordu.

Ve günün çökmesi ile birlikler intikal düzenine geçip gün ağarmadan ulaşmak zorunda oldukları bölgeye doğru yürümeye başlamışlardı. 2/48 Taburu buralara yabancı değildi. Her sene Tunceli’nin çeşitli bölgelerinde bu tabura görev veriliyordu. Baharın gelmesi ile birlikte teröristlerin geçiş noktalarını tıkamak, malzeme teminlerini engellemek ve eylemlerine son vermek üzere bölgedeki diğer komando ve piyade birlikleri ile buralarda operasyonel faaliyetlerde bulunuyordu.

3.bölük komutanı Fikret Yüzbaşının öncülüğünde Mazgirt kırsalının kuzeyindeki Kuşhane Boğazını geçtikten sonra varacakları noktaya doğru seri ve dikkatli bir şekilde ilerleyen 2/48 taburu askerleri yaklaşık 5-6 saatlik bir yürüyüşten sonra icra edecekleri pusu görevi için kendilerine gösterilen noktaya varmışlardı. Önlerinde bulunan Dulan Tepe’yi öncü timlerin kontrolünde sessizce sarıp yavaş yavaş çıkmaya başlamışlardı. Bir süre sonra her bölük bulunması gereken noktaya konuşlanmış mevzilerini almışlardı. Saatler geceyarısı 02.00 sularıydı ve sinir bozan bir baykuş sesinden başka hiçbir şey duyulmuyordu.Timlerdeki askerler ellerindeki gece görüş dürbünleri ile teröristlerin geçebileceği noktaları gözlerini kırpmadan sıra ile izliyorlardı.

Uzun ve sessiz bir geceden sonra gün ışığının hissedilmesi ile birlikte askerler çantalarındaki kahvaltılık kumanyaları çıkarmış neşe içinde kendi aralarında şakalaşmaya muhabbet etmeye başlamışlardı. Hatta muhabbetin dozunu kaçıran bazı askerler tim komutanları tarafından sessiz olmaları konusunda ikaz ediliyorlardı. Çünkü sessizlik ve gizlilik bu operasyonların olmazsa olmazlarıydı. Nikon denilen, çok uzak noktaları bile ayrıntılı bir şekilde görmeyi sağlayan gelişmiş dürbünler ile keşif ve gözetleme faaliyetleri sürdürülüyor ve Yaesu marka telsizlerden (teröristlerin haberleşirken kullandığı telsizler) teröristlerin kendi aralarında yaptığı konuşmalar dinleniyordu. Tabur ve bölük komutanları teröristlerin nerede bulunduklarına dair kendi aralarında fikir yürütüyorlardı. Konuşmaların netliğinden ve telsizlerin çekim gücünün fazla olmasından dolayı teröristlerin çok yakın bir bölgede bulundukları gözlerinden kaçmamıştı.Bu sebeple bütün tim komutanları ve unsurlar dikkatli olmaları konusunda tekrar uyarılmıştı.

Pusu görevinin amacına ulaşması için gece gizlice çıkılan o tepede etrafa görüntü vermeden karanlık çökene dek kalmak gerekiyordu. 2/48 taburu bütün gün kaldıkları Dulan Tepe’den akşamın gelmesi ile birlikte yavaş yavaş ayrılarak 2. gün için kendilerine gösterilen noktaya hareket etmek zorundaydı. Bu sefer öncü birlik 1.bölük komutanı Ahmet Yüzbaşı ve emrindeki timlerdi. Çelik yelekli öncülerini yanına alan Volkan Teğmen tepeden aşağıya doğru taburun güvenli biçimde inmesi için kontrollü olarak önündeki patikayı takip ediyor ve dikkatli biçimde ilerliyordu. 1. Bölük Dulan Tepe’den çözülmüş ardında 2.Bölük komutanı Nihat Yüzbaşı ve bölüğü tepeden aşağıya doğru bir sırt üzerinden hareket etmeye başlamıştı. 3.Bölük komutanı Fikret Yüzbaşı ise artçı olarak tepe üzerinde güvenlik almak üzere bulunuyor arkadan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önlemek üzere bölüğü ile birlikte emniyeti sağlıyordu.

1. ve 2. Bölüklerin tepeden ayrılması ile birlikte artçı görevini sürdüren 3.Bölük de yavaş yavaş toparlanıp hazırlıklarını tamamlamış ve tepeden timler halinde tek tek çözülmeye başlamıştı.Bölüğün öncüleri Dulan Tepe’den inmeye başlamıştı ve arkadaki timler intikal düzeni almak üzere hazırlıklarını tamamlıyordu.

Tabur Komutanı Kd. Binbaşı E.K.’da güvenliğini sağlayan Keşif Timi ile birlikte 3.bölük içinde kalmayı tercih etmiş ve bulundukları yeri bu bölük ile birlikte terk etmenin daha uygun olacağını düşünmüştü. 3.bölüğün artçı timlerinin de yürüyüş düzenine geçmesiyle bölük tepeden aşağıya inmeye başlamıştı. Ve işte ne olduysa o anda olmuştu.

Önce bir patlama sesi ve ardından hiç kesilmeyecek gibi çalışmaya başlayan kaleşnikof sesleri duyulmaya başlamıştı. 3. bölük büyük bir şaşkınlık içinde olduğu yere çakılı kalmıştı. Bölüğün bir kısmı tepenin orta ve alt bölümünde diğer kısmıda çatışma seslerinin geldiği yani tepenin üst bölümünde kalmıştı. En arkada Timur Teğmen’in timi ve askerleri bulunuyordu. Fikret Yüzbaşı artçı timin komutanı Timur Teğmeni telsizle arıyor “Timur neler oluyor? İyi mevzilenin yardıma geliyoruz? “ diye bağırıyordu. Askerlerin intikale çıkma hazırlığından yararlanan teröristler karanlığın da çökmesi ile 3.bölüğün son iki timini haince arkadan vurmuştu. Tabur komutanı E.K.da Keşif Timi ile beraber çatışmaya çok yakın bir mesafede mevzilenmişti. Başının üzerinden vızıldayarak geçen keleş mermilerine aldırmadan mevzi değiştirip Keşif Timinin MG-3 ( ağır makinelı tüfek ) kullanıcısı Serdar Çavuşa bağırarak “ MG-3 çalışsın çalıştırın” diye bağırıyordu. İlk ateşi arkadan yemenin şaşkınlığını atan Serdar Çavuş başını kaldırıp makinelisinin tetiğine basmaya başlamıştı. Bir anda kulakları delen o müthiş sesi ile MG-3 çalışmaya başlamıştı ve artık dengeler eşitti. Askerler ve teröristler karşılıklı çetin bir çatışmaya girmişti. Bixiler ve MG-3 lerin sesleri içine kaleş sesleri karışıyor 60’lık havancılar ve RPG-7 roketatarcılar nokta atışı için kendilerine uygun yer arıyorlardı. Barut kokusu yanında her tarafa yağmur gibi mermi yağıyordu . Askerlerimiz gecenin karanlığını yırtan izli mermilerden nereye ateş ettiklerini görebiliyorlardı fakat teröristlerin tam olarak nereden ateş ettiğini kestiremiyorlardı. Çünkü teröristler çok iyi gizlenmişlerdi. Binbaşı E.K.’nın telsizden “ Aydınlatma Atın” diye bağırmasıyla fırlatılan aydınlatma fişekleri zifiri karanlığı yarıp ortalığı gündüz gibi aydınlatmıştı. Şimdi askerlerimiz etrafı daha iyi görebiliyorlardı ve teröristlerin geldikleri istikametten tekrar geriye doğru kademeli olarak ateş ederek geri çekildiklerini görmüşlerdi. Yerlerinin belirlendiğini anlayan hainler bu sefer koşar adım tepeden aşağıya doğru inmeye başlamışlardı.

Tabur komutanı E.K. önceden intikale geçmiş olan 1. ve 2. bölük komutanlarına telsizde anons yaparak geri dönmelerini ve terörist grubunu arkadan dolaşıp kaçamayacakları şekilde çevreleyip saracakları koordinatları veriyordu.. Bu arada aydınlatma fişekleri etkisini yitirmiş yine karanlığa teslim olmuşlardı. 1. ve 2. bölük epey mesafe katetmişlerdi ve manevralarını tamamlayıp tepeyi arkadan sarana kadar hainler çoktan tepeyi terk etmişlerdi. Bir anda ortalık buz kesmiş ve telsiz seslerinden başka hiçbir şey duyulmuyordu. Çatışmaya ilk giren timin komutanı Teğmen Timur bölük komutanı Fikret Yüzbaşıya telsizde “yaralı askerim var komutanım sıhhıyecileri gönderin acele” diyordu. Sıhhiyeciler ve taburun tabip teğmeni Çetin bölük komutanı Fikret Yüzbaşı ile beraber , Timur Teğmenin timinin bulunduğu yere geldiğinde içler acısı manzarayı görmüşlerdi. İki vatan evladı, iki aslan yerde cansız yüzüstü yatıyor ve etrafında iki arkadaşları daha çeşitli yerlerinden yara almış vaziyette kıvranıyorlardı.

Teröristler ilk olarak öndeki mevziye doğru el bombası atmışlar ve ardından diğer timlerin üzerine doğru ateş etmeye başlamışlardı. Bu kaybedilen iki asker o bombanın tesiri ile oracıkta can vermişti. Teröristler bununla da kalmayıp bomba attıkları mevzinin içine kadar girip şehit askerlerden Ayhan Yılmaz’ın tüfeğini ve hücum yeleğini ele geçirmiş diğer şehit asker İbrahim Güneş’in teçhizatını almaya fırsat bulamadan açılan karşı ateş sonucu kaçmışlardı.

Tabur komutanı E.K.’nında şehit askerlerimizin bulunduğu yere gelmesiyle vahim durum bir kez daha gözler önüne seriliyordu. İki aslanı yitirmiştik fakat diğer ikisini kurtarmak için bir şeyler yapmak gerekiyordu. Hemen Jandarma Bölge Komutanlığı’ndan bir helikopter istenmişti ve acil olarak kalkıp gelip yaralıları alması gerekiyordu..Yaklaşık yarım saat sonra gecenin karanlığında duyulan Skorsky’ nin (manevra kabiliyeti yüksek askeri personel nakliyesinde kullanılan helikopter) sesi ile uzman çavuş Hasan bulundukları yeri işaret etmek için pointer ile yerlerini işaret ediyordu. Helikopter yeri belirlemişti fakat arazinin sarp ve dik olması sebebiyle bir türlü inecek yeterli alan bulamıyordu. Neyseki pilotun kabiliyeti sayesinde gecikmeli de olsa helikopter inmiş şehit ve yaralılar helikoptere taşınmıştı.


2/48 Taburu o geceyi tekrar Dulan Tepe üzerinde mevzilenerek geçirmişti. Askerler ölen arkadaşlarına ağlıyor bölük komutanları ve tabur komutanı bir araya gelip operasyona yeni bir yön vermek üzere fikir alışverişi yapıyorlardı.” Şehit Yüzbaşı Kamil Işık Operasyonu” iyi başlamış fakat kötü sonuçlanmıştı. Sessiz ve moralsiz geçen bir gecenin sonunda gün yavaş yavaş yüzünü göstermeye başlamış ve askerler arasında fısıltı sesleri yükselmeye başlamıştı. Timur Teğmen başını elleri arasına almış gözlerini kırpmadan sabit bir noktaya bakarak birkaç saat önce kaybettiği silah arkadaşlarını nasıl şehit verdiğini düşünüp defalarca kahroluyordu. Geceyarısı yapılan telsiz görüşmeleri üzerine sabahın ilk ışıkları ile birlikte Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral M.B. çatışmaya girilen bölgeye gelmiş ve beraberinde getirdiği rütbeli komutanlar ile sıcak çatışmanın yaşandığı yerde inceleme yapıp bilgi almaya başlamıştı. Komutanların incelemesi bittikten sonra 2/48 İç Güvenlik Taburunun operasyonu burada kesip üs bölgesine dönmesi ve birkaç gün istirahat ettikten sonra yeni bir görev ile tekrar bu bölgede operasyona çıkması uygun görülmüştü.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://denizlirock.yetkin-forum.com

Bir Askerin Güneydoğu Anıları

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: .::.::.Denizli Rock Cafe.::.::. :: Sohbet Cafe -
 

Bir Askerin Güneydoğu Anıları

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Yazar Mesaj
s3rs3r1
Admin
Admin
s3rs3r1

Erkek
Yaş : Kayıt tarihi : 11/06/08 Mesaj Sayısı : 735 Nerden : denislli İş/Hobiler : yoq Lakap : s3rs3r1

Başarı Puanı:
Bir Askerin Güneydoğu Anıları Img_left100/100Bir Askerin Güneydoğu Anıları Empty_bar_bleue  (100/100)
Güçlülük:
Bir Askerin Güneydoğu Anıları Img_left100/100Bir Askerin Güneydoğu Anıları Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Bir Askerin Güneydoğu Anıları Img_left100/100Bir Askerin Güneydoğu Anıları Empty_bar_bleue  (100/100)
MesajKonu: Bir Askerin Güneydoğu Anıları   Bir Askerin Güneydoğu Anıları Icon_minitime2008-06-22, 7:07 pm

Bu başlık altında verilen bilgiler tamamen gerçek olup rütbeli subayların isimleri deşifre edilmemek için kısaltılarak verilmiştir.

1999 yılının Mayıs ayı idi. Yaklaşık 1 ay önce Bayburt Garnizonu’ndan Tunceli Mazgirt İlçesi Bulgurcular mevkiine bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlara katılmak üzere intikal eden 2/48 İç Güvenlik Taburu yeni bir operasyon emri ile göreve çıkmaya hazırlanıyordu.Her operasyonda olduğu gibi bunun da bir ismi olmalıydı ve isimi iki hafta önce teröristlerce yola döşenen antitank mayının patlaması ile şehit olan “Şehit Yüzbaşı Kamil Işık Operasyonu” olarak konuyordu.

Hemen her gün Tunceli’nin bir yerlerinde terörist görüntüleri alınıyor küçük büyük bir çok sıcak temas (çatışma) sağlanıyordu. Jandarma Bölge Komutanlığı’ndan gelen emir ile operasyonun tarih ve saati taburun harekat merkezince kayda geçiyor ve taburun komutanı E.K. bölük komutanlarına operasyon hakkında bilgi veriyordu. Tunceli’nin kuzeyindeki Şişik Ormanları bölgesindeki Dulan Tepe’ye gidilecek ve burada pusu görevi icra edilecekti. Bölüklerdeki askerlerin kimisi o gece çıkacakları görev için kumanya temin ediyor , kimisi ailesi ile telefonda konuşup helallik alıyor kimisi de enerji toplamak için dinleniyordu.

Ve günün çökmesi ile birlikler intikal düzenine geçip gün ağarmadan ulaşmak zorunda oldukları bölgeye doğru yürümeye başlamışlardı. 2/48 Taburu buralara yabancı değildi. Her sene Tunceli’nin çeşitli bölgelerinde bu tabura görev veriliyordu. Baharın gelmesi ile birlikte teröristlerin geçiş noktalarını tıkamak, malzeme teminlerini engellemek ve eylemlerine son vermek üzere bölgedeki diğer komando ve piyade birlikleri ile buralarda operasyonel faaliyetlerde bulunuyordu.

3.bölük komutanı Fikret Yüzbaşının öncülüğünde Mazgirt kırsalının kuzeyindeki Kuşhane Boğazını geçtikten sonra varacakları noktaya doğru seri ve dikkatli bir şekilde ilerleyen 2/48 taburu askerleri yaklaşık 5-6 saatlik bir yürüyüşten sonra icra edecekleri pusu görevi için kendilerine gösterilen noktaya varmışlardı. Önlerinde bulunan Dulan Tepe’yi öncü timlerin kontrolünde sessizce sarıp yavaş yavaş çıkmaya başlamışlardı. Bir süre sonra her bölük bulunması gereken noktaya konuşlanmış mevzilerini almışlardı. Saatler geceyarısı 02.00 sularıydı ve sinir bozan bir baykuş sesinden başka hiçbir şey duyulmuyordu.Timlerdeki askerler ellerindeki gece görüş dürbünleri ile teröristlerin geçebileceği noktaları gözlerini kırpmadan sıra ile izliyorlardı.

Uzun ve sessiz bir geceden sonra gün ışığının hissedilmesi ile birlikte askerler çantalarındaki kahvaltılık kumanyaları çıkarmış neşe içinde kendi aralarında şakalaşmaya muhabbet etmeye başlamışlardı. Hatta muhabbetin dozunu kaçıran bazı askerler tim komutanları tarafından sessiz olmaları konusunda ikaz ediliyorlardı. Çünkü sessizlik ve gizlilik bu operasyonların olmazsa olmazlarıydı. Nikon denilen, çok uzak noktaları bile ayrıntılı bir şekilde görmeyi sağlayan gelişmiş dürbünler ile keşif ve gözetleme faaliyetleri sürdürülüyor ve Yaesu marka telsizlerden (teröristlerin haberleşirken kullandığı telsizler) teröristlerin kendi aralarında yaptığı konuşmalar dinleniyordu. Tabur ve bölük komutanları teröristlerin nerede bulunduklarına dair kendi aralarında fikir yürütüyorlardı. Konuşmaların netliğinden ve telsizlerin çekim gücünün fazla olmasından dolayı teröristlerin çok yakın bir bölgede bulundukları gözlerinden kaçmamıştı.Bu sebeple bütün tim komutanları ve unsurlar dikkatli olmaları konusunda tekrar uyarılmıştı.

Pusu görevinin amacına ulaşması için gece gizlice çıkılan o tepede etrafa görüntü vermeden karanlık çökene dek kalmak gerekiyordu. 2/48 taburu bütün gün kaldıkları Dulan Tepe’den akşamın gelmesi ile birlikte yavaş yavaş ayrılarak 2. gün için kendilerine gösterilen noktaya hareket etmek zorundaydı. Bu sefer öncü birlik 1.bölük komutanı Ahmet Yüzbaşı ve emrindeki timlerdi. Çelik yelekli öncülerini yanına alan Volkan Teğmen tepeden aşağıya doğru taburun güvenli biçimde inmesi için kontrollü olarak önündeki patikayı takip ediyor ve dikkatli biçimde ilerliyordu. 1. Bölük Dulan Tepe’den çözülmüş ardında 2.Bölük komutanı Nihat Yüzbaşı ve bölüğü tepeden aşağıya doğru bir sırt üzerinden hareket etmeye başlamıştı. 3.Bölük komutanı Fikret Yüzbaşı ise artçı olarak tepe üzerinde güvenlik almak üzere bulunuyor arkadan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önlemek üzere bölüğü ile birlikte emniyeti sağlıyordu.

1. ve 2. Bölüklerin tepeden ayrılması ile birlikte artçı görevini sürdüren 3.Bölük de yavaş yavaş toparlanıp hazırlıklarını tamamlamış ve tepeden timler halinde tek tek çözülmeye başlamıştı.Bölüğün öncüleri Dulan Tepe’den inmeye başlamıştı ve arkadaki timler intikal düzeni almak üzere hazırlıklarını tamamlıyordu.

Tabur Komutanı Kd. Binbaşı E.K.’da güvenliğini sağlayan Keşif Timi ile birlikte 3.bölük içinde kalmayı tercih etmiş ve bulundukları yeri bu bölük ile birlikte terk etmenin daha uygun olacağını düşünmüştü. 3.bölüğün artçı timlerinin de yürüyüş düzenine geçmesiyle bölük tepeden aşağıya inmeye başlamıştı. Ve işte ne olduysa o anda olmuştu.

Önce bir patlama sesi ve ardından hiç kesilmeyecek gibi çalışmaya başlayan kaleşnikof sesleri duyulmaya başlamıştı. 3. bölük büyük bir şaşkınlık içinde olduğu yere çakılı kalmıştı. Bölüğün bir kısmı tepenin orta ve alt bölümünde diğer kısmıda çatışma seslerinin geldiği yani tepenin üst bölümünde kalmıştı. En arkada Timur Teğmen’in timi ve askerleri bulunuyordu. Fikret Yüzbaşı artçı timin komutanı Timur Teğmeni telsizle arıyor “Timur neler oluyor? İyi mevzilenin yardıma geliyoruz? “ diye bağırıyordu. Askerlerin intikale çıkma hazırlığından yararlanan teröristler karanlığın da çökmesi ile 3.bölüğün son iki timini haince arkadan vurmuştu. Tabur komutanı E.K.da Keşif Timi ile beraber çatışmaya çok yakın bir mesafede mevzilenmişti. Başının üzerinden vızıldayarak geçen keleş mermilerine aldırmadan mevzi değiştirip Keşif Timinin MG-3 ( ağır makinelı tüfek ) kullanıcısı Serdar Çavuşa bağırarak “ MG-3 çalışsın çalıştırın” diye bağırıyordu. İlk ateşi arkadan yemenin şaşkınlığını atan Serdar Çavuş başını kaldırıp makinelisinin tetiğine basmaya başlamıştı. Bir anda kulakları delen o müthiş sesi ile MG-3 çalışmaya başlamıştı ve artık dengeler eşitti. Askerler ve teröristler karşılıklı çetin bir çatışmaya girmişti. Bixiler ve MG-3 lerin sesleri içine kaleş sesleri karışıyor 60’lık havancılar ve RPG-7 roketatarcılar nokta atışı için kendilerine uygun yer arıyorlardı. Barut kokusu yanında her tarafa yağmur gibi mermi yağıyordu . Askerlerimiz gecenin karanlığını yırtan izli mermilerden nereye ateş ettiklerini görebiliyorlardı fakat teröristlerin tam olarak nereden ateş ettiğini kestiremiyorlardı. Çünkü teröristler çok iyi gizlenmişlerdi. Binbaşı E.K.’nın telsizden “ Aydınlatma Atın” diye bağırmasıyla fırlatılan aydınlatma fişekleri zifiri karanlığı yarıp ortalığı gündüz gibi aydınlatmıştı. Şimdi askerlerimiz etrafı daha iyi görebiliyorlardı ve teröristlerin geldikleri istikametten tekrar geriye doğru kademeli olarak ateş ederek geri çekildiklerini görmüşlerdi. Yerlerinin belirlendiğini anlayan hainler bu sefer koşar adım tepeden aşağıya doğru inmeye başlamışlardı.

Tabur komutanı E.K. önceden intikale geçmiş olan 1. ve 2. bölük komutanlarına telsizde anons yaparak geri dönmelerini ve terörist grubunu arkadan dolaşıp kaçamayacakları şekilde çevreleyip saracakları koordinatları veriyordu.. Bu arada aydınlatma fişekleri etkisini yitirmiş yine karanlığa teslim olmuşlardı. 1. ve 2. bölük epey mesafe katetmişlerdi ve manevralarını tamamlayıp tepeyi arkadan sarana kadar hainler çoktan tepeyi terk etmişlerdi. Bir anda ortalık buz kesmiş ve telsiz seslerinden başka hiçbir şey duyulmuyordu. Çatışmaya ilk giren timin komutanı Teğmen Timur bölük komutanı Fikret Yüzbaşıya telsizde “yaralı askerim var komutanım sıhhıyecileri gönderin acele” diyordu. Sıhhiyeciler ve taburun tabip teğmeni Çetin bölük komutanı Fikret Yüzbaşı ile beraber , Timur Teğmenin timinin bulunduğu yere geldiğinde içler acısı manzarayı görmüşlerdi. İki vatan evladı, iki aslan yerde cansız yüzüstü yatıyor ve etrafında iki arkadaşları daha çeşitli yerlerinden yara almış vaziyette kıvranıyorlardı.

Teröristler ilk olarak öndeki mevziye doğru el bombası atmışlar ve ardından diğer timlerin üzerine doğru ateş etmeye başlamışlardı. Bu kaybedilen iki asker o bombanın tesiri ile oracıkta can vermişti. Teröristler bununla da kalmayıp bomba attıkları mevzinin içine kadar girip şehit askerlerden Ayhan Yılmaz’ın tüfeğini ve hücum yeleğini ele geçirmiş diğer şehit asker İbrahim Güneş’in teçhizatını almaya fırsat bulamadan açılan karşı ateş sonucu kaçmışlardı.

Tabur komutanı E.K.’nında şehit askerlerimizin bulunduğu yere gelmesiyle vahim durum bir kez daha gözler önüne seriliyordu. İki aslanı yitirmiştik fakat diğer ikisini kurtarmak için bir şeyler yapmak gerekiyordu. Hemen Jandarma Bölge Komutanlığı’ndan bir helikopter istenmişti ve acil olarak kalkıp gelip yaralıları alması gerekiyordu..Yaklaşık yarım saat sonra gecenin karanlığında duyulan Skorsky’ nin (manevra kabiliyeti yüksek askeri personel nakliyesinde kullanılan helikopter) sesi ile uzman çavuş Hasan bulundukları yeri işaret etmek için pointer ile yerlerini işaret ediyordu. Helikopter yeri belirlemişti fakat arazinin sarp ve dik olması sebebiyle bir türlü inecek yeterli alan bulamıyordu. Neyseki pilotun kabiliyeti sayesinde gecikmeli de olsa helikopter inmiş şehit ve yaralılar helikoptere taşınmıştı.


2/48 Taburu o geceyi tekrar Dulan Tepe üzerinde mevzilenerek geçirmişti. Askerler ölen arkadaşlarına ağlıyor bölük komutanları ve tabur komutanı bir araya gelip operasyona yeni bir yön vermek üzere fikir alışverişi yapıyorlardı.” Şehit Yüzbaşı Kamil Işık Operasyonu” iyi başlamış fakat kötü sonuçlanmıştı. Sessiz ve moralsiz geçen bir gecenin sonunda gün yavaş yavaş yüzünü göstermeye başlamış ve askerler arasında fısıltı sesleri yükselmeye başlamıştı. Timur Teğmen başını elleri arasına almış gözlerini kırpmadan sabit bir noktaya bakarak birkaç saat önce kaybettiği silah arkadaşlarını nasıl şehit verdiğini düşünüp defalarca kahroluyordu. Geceyarısı yapılan telsiz görüşmeleri üzerine sabahın ilk ışıkları ile birlikte Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral M.B. çatışmaya girilen bölgeye gelmiş ve beraberinde getirdiği rütbeli komutanlar ile sıcak çatışmanın yaşandığı yerde inceleme yapıp bilgi almaya başlamıştı. Komutanların incelemesi bittikten sonra 2/48 İç Güvenlik Taburunun operasyonu burada kesip üs bölgesine dönmesi ve birkaç gün istirahat ettikten sonra yeni bir görev ile tekrar bu bölgede operasyona çıkması uygun görülmüştü.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://denizlirock.yetkin-forum.com

Bir Askerin Güneydoğu Anıları

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: .::.::.Denizli Rock Cafe.::.::. :: Sohbet Cafe -
Image Hosted by denizlirock.bosfforum.com
konyaguzeli.org
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar